Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Özellikle Anadolu Ajansının, TRT’nin Gazze’deki hakikatleri hem ülkemize hem dünyaya yansıtmasının çok kıymetli olduğunu bir kez daha işaret etmek istiyorum. İnşallah Gazze’de de Suriye’deki gibi daha olumlu bir atmosferi görürüz.” dedi.
Yılmaz, Anadolu Ajansı (AA) muhabirleri ve foto muhabirlerinin 2024 yılı boyunca yurt içinde ve dışında çektiği, Roketsan, Lifebox ve Sony katkılarıyla hazırlanan “Yılın Kareleri” oylamasında “Haber”, “Doğal Yaşam ve Çevre”, “Spor”, “Günlük Hayat” ile bu yıla özel eklenen “Özgür Suriye” kategorilerindeki fotoğrafları inceledi.
“Özgür Suriye” kategorisinde Yılmaz, Emin Sansar’ın Suriye’de Baas rejimi ve Esed ailesi iktidarının devrilmesinin ardından Şam’daki Emevi Camisi’nde ilk cuma namazı esnasında çektiği “Özgür ülkede ilk namaz” fotoğrafı ile Emevi Camisi’nin duvarında yer alan Hafız Esed’in adının halk tarafından söküldüğü anları yansıtan “İsmi silinirken” karesini oyladı.
“Haber”de İzmir’de yapılan Türk Silahlı Kuvvetlerinin en büyük tatbikatlarından Efes-2024 Tatbikatı’nda, Mehmet Emin Mengüarslan tarafından çekilen “Mavi vatan savunması” fotoğrafını seçen Yılmaz, aynı kategoride Ali Jadallah’ın İsrail ordusunun Gazze Şeridi’nin orta kesimindeki Deyr el-Belah kentinde Abu Aişa ailesine ait eve düzenlediği saldırının ardından yaşananları aktardığı “Evi terk ederken” karesine oy verdi.
Yılmaz, “Doğal Yaşam ve Çevre”de Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının öncülüğünde Arktik Okyanusu’nda 4. Ulusal Arktik Bilimsel Araştırma Seferi kapsamında Türk bilim insanlarının buzullar üzerinde yaptığı incelemeleri gösteren Şebnem Coşkun’un “Buzun üstünde, suyun altında” fotoğrafı ile İzmir’in Bayraklı ilçesi sahilinde sudaki yosunlaşma ve kirliliğin su altından görüntülendiği Lokman İlhan’ın “Derin tehdit” karesini tercih etti.
“Günlük Hayat”ta Hakan Nural’ın Tuz Gölü’nde karelediği “Suda yürüyenler” fotoğrafını oylayan Yılmaz, İstanbul’da yarım ay, Büyük Çamlıca Camisi ve Galata Kulesi’nin birlikte görüntülendiği, İsa Terli’nin “7 tepe, 5 minare, 1 kule” karesini de seçti.
Yılmaz, “Spor”da ise milli futbolcu Arda Güler’in kaydettiği gol sonrası kendisiyle özdeşleşen gol sevinci hareketini sergileyen Gökhan Balcı’nın “Şükür” fotoğrafını beğendi.
“Sahada hakikatleri yansıtan tüm habercileri yürekten tebrik ediyorum”
Bir halk devriminin yaşanmasıyla Suriye’nin özgürleştiğini ve insanlara büyük maliyetler ödeten 61 yıllık baskıcı rejimin ortadan kalktığını hatırlatan Yılmaz, “Dolayısıyla geçen yıla damgasını vuran hadise bence bu. Bir taraftan birçok acıyı gördük, yaşanan acıları, ölümleri, katliamları ama bir taraftan da umudu besleyen bir hadise oldu bu. Ne kadar şartlar olumsuz olursa olsun bir değişim imkanının, daha iyiye gidiş imkanının olduğunu göstermiş oldu. İnsanların gözünden de bu umudu görebiliyorsunuz hakikaten burada. Dolayısıyla bana göre en önemli meselelerden biri bu. Sizin de bunu fotoğraflayıp taşımanız son derece kıymetli.” ifadelerini kullandı.
Yılmaz, Gazze’de de aynı tabloların yaşanmasını arzuladıklarını dile getirerek, Gazze’de ateşkes sağlanmasının memnuniyet verici, bunun kalıcı hale gelmesi ve siyasi çözümle özgür Filistin’in oluşmasının en önemli meselelerden biri olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, şöyle konuştu:
“Bu noktada da TRT’yi, Anadolu Ajansını ve kahraman şekilde sahada hakikatleri yansıtan tüm habercileri yürekten tebrik ediyorum. Bir hakikati görmezseniz değiştiremezsiniz. Maalesef bugünkü dünyada işlenen birçok zulüm, yaşatılan acı dezenformasyonla gizleniyor, üstü örtülüyor. İnsanlığın bu konularda farkındalık oluşturmaması için her türlü gayret sarf ediliyor. İşte bunu kıran, insanlığa bu hakikatleri taşıyanlar, büyük iş yapmış oluyorlar insanlık adına. O anlamda emeği geçen herkesi tebrik ediyoruz. Bunu yaparken şehit olanlar, hayatını kaybedenler var. Allah’tan rahmet diliyoruz hepsine. Özellikle Anadolu Ajansının, TRT’nin Gazze’deki hakikatleri hem ülkemize hem dünyaya yansıtmasının çok kıymetli olduğunu bir kez daha işaret etmek istiyorum. İnşallah Gazze’de de Suriye’deki gibi daha olumlu bir atmosferi görürüz.”
Suriye’deki değişim sürecinin henüz yeni başladığını, daha güvenli, istikrarlı ortamın oluştuğunu hep birlikte görmek istediklerini belirten Yılmaz, bunun sadece Suriye halkı için değil, tüm bölge için daha istikrarlı, güvenli ve müreffeh gelecek anlamı taşıdığını vurguladı.
Cevdet Yılmaz, Türkiye’de misafir edilen Suriyelileri hatırlatarak, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Sayın Cumhurbaşkanımız birtakım popülist, dışlayıcı söylemlere rağmen siyasi kariyerini de riske ederek yeri geldiğinde bu insani değerleri korudu. Şimdi bunun ne kadar doğru olduğunu hep birlikte görüyoruz. İnşallah Suriye’deki şartların daha da iyileşmesiyle hem yeni kurumsal yapısıyla, güvenliğiyle hem de yeni ekonomik ortamıyla çok daha farklı Suriye’nin oluştuğunu göreceğiz. Ülkemizde misafir ettiğimiz Suriyeliler de gönüllü, onurlu olarak ülkelerine geri dönme imkanına kavuşmuş olacaklar.
Bu konuda da önümüzdeki dönemde elbette gelişmeler bekliyoruz ama buna tüm uluslararası toplumun, dost, kardeş ülkelerin destek olması gerekiyor. Büyük yıkım var tabii. O yıkımın tamir edilmesi, altyapısıyla, kurumlarıyla ekonomik ortamın, şartlarının oluşturulması çok önemli. Burada uluslararası yaptırımlar var maalesef hala devam eden. Eski zalim rejime dönük yaptırımlardı ama şimdi o zulmün kurbanı olan insanlara da bu yaptırımlar devam ediyor. Bunların da bir an önce kalkmasını diliyoruz. Birtakım adımlar atıldı ama daha köklü adımların atılmasını da bekliyoruz. İnşallah Suriye’deki bu gelişmeler, hem ülkemizin güvenliğine hem de kalkınma sürecine daha güçlü perspektif oluşturacak. Türkiye, tarihin doğru tarafında durdu. Bundan sonra da inşallah aynı ilkelerle, aynı bakış açısıyla devam edeceğiz.”
“Küresel düzeyde sorumluluk alınması gerekiyor”
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, fotoğrafların da ortaya koyduğu gibi iklim ve çevre konularının hem bütün dünya hem de tek tek ülkeler için giderek daha önemli hale geldiğini belirterek, “Burada mutlaka küresel düzeyde bir sorumluluk alınması gerekiyor. Maalesef bu sorumluluğun yerine getirilmediğini görüyoruz birçok ülkede. Özellikle uzun süre çevreyi tahrip eden ve böylece gelişen ülkelerin burada daha fazla sorumluluk üstlenmesi gerekiyor. Elbette hepimizin çaba sarf etmesi lazım ama dünyayı bu hale getirenlerin daha büyük sorumluluk üstlenmesi de adaletin gereği diye düşünüyorum. Maalesef bunu yeterince görmüyoruz.” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin kalkınma anlayışını bütüncül çerçevede planladıklarına, kalkınmanın sadece ekonomik büyümeden ibaret olmadığına dikkati çeken Yılmaz, kalkınmanın yanı sıra sosyal adaletin sağlanması ve gelecek nesillere daha iyi dünyanın miras bırakılması gerektiğini kaydetti.
Yılmaz, çevreyi korumanın aslında nesiller arası adaleti sağlamak anlamına geldiğinin altını çizerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Biz güçlü şekilde bu bütüncül kalkınma anlayışımızla, insani kalkınma anlayışımızla yolumuza devam edeceğiz. Temenni ediyoruz ki dünyada da böyle bir anlayış daha fazla hakim olsun. Özellikle imkanı daha fazla olan ülkelerin, gelişmekte olan ülkelere hem teknoloji transferiyle hem finansal desteklerle çevre konularında daha hassas davranmalarını bekliyoruz. Bir yandan da bazı fotoğraflar gördük. Yerel yönetimler de çok önemli. Sadece merkezi idare değil, yerel yönetimler de çevre konusunda çok daha duyarlı davranmak durumundalar. Kaynaklarını lüzumsuz birtakım alanlara sarf etme yerine çevre gibi sosyal boyut gibi temel altyapılar gibi konuları daha fazla önceliklendirerek tahsis etmelerinin de ne kadar önemli olduğunu bu fotoğraflardan görüyoruz. Dünyada birçok fotoğraftan şunu görüyoruz. Maalesef adaletli dünyada yaşamıyoruz.”
Hem siyasi hem de gelir dağılımı anlamında dünyanın bir tarafında büyük kaynaklar tüketen toplumların bulunduğunu anlatan Yılmaz, diğer yanda yoksullukla karşı karşıya olan, son derece zor koşullarda yaşayan insanların olduğunu dile getirdi.
Bu insanlık mücadelesinin yapılması gerektiğine işaret eden Yılmaz, “Sayın Cumhurbaşkanımızın ‘Dünya beşten büyüktür’ çağrısı bir tarafıyla sadece Birleşmiş Milletler’in reformu gibi algılanıyor ama esasında daha kapsamlı şekilde algılanmak durumunda. Dünya daha adil hale gelmeli. Bunun da mümkün olduğuna inanıyoruz. Bu bir kader, kaçınılmaz durum değil. Aslında bir mücadeleyle, doğru politikalarla ve bu doğru politikalara inanan insanların, grupların, ülkelerin ittifakıyla farklı dünyayı şekillendirmek de mümkün.” şeklinde konuştu.
Cevdet Yılmaz, bölgede ve dünyada görülen olumsuz tabloların yılgınlığa yol açmaması gerektiğini vurgulayarak, sözlerini şöyle tamamladı:
“Umudumuzu, ümidimizi hiçbir zaman yitirmemeliyiz. Çaba sarf etmeye devam etmeliyiz. Bizi yılgınlığa düşürmek isteyen birtakım güç odakları, medya organları olabilir. Ne yaparsak yapalım bu şartların değişmeyeceğine dair bizde imaj oluşturmaya çalışıyor olabilirler ama bu tuzağa düşmemeliyiz. Gerçekleri elbette görmeliyiz ama bu gerçekleri dönüştürme gücümüz olduğunu da her zaman yüreğimizde hissetmeliyiz diye inanıyorum. İnşallah Türkiye olarak Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bu insani değerleri ve bu değerler etrafında oluşan birlikteliği vurgulamaya devam edeceğiz. Bu çabamızı sürdüreceğiz. Sizleri de tebrik ediyoruz. Dünyanın bu halini en objektif, tarafsız şekilde yansıtma çabanızdan dolayı güçlülerden değil, haklılardan yana bir bakış açısıyla hakkı, hakikati hem ülkemize hem dünyaya ulaştırma çabanızdan dolayı tebrik ediyoruz.”
More Stories
Başkan Durmuş’tan Göcek Tüneli tepkisi!
Kalandar gecesinin unutulmuş lezzeti “Kalandar çorbası” yeniden sofralarda
Öğretmenlerden Kütüphane Yenileme Fedakarlığı