Yeniçağ Gazetesi bu manşetli çıktı
Gazetemizin 1. sayfasını okumak için tıklayınız
Tüketici Örgütleri Konfederasyonu “rezerv alan” isyanı: Mülkiyete kontrolsüz bir şekilde el konulur
Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun’da yer alan rezerv alanlara ilişkin hükmün yaratacağı tehlikelerine dikkat çekilen Tüketici Örgütleri Konfederasyonu, mülkiyet hakkının sınırlanarak, kontrolsüz el koymaların önünü açılacağını vurguladı.
TÜKETİCİ Örgütleri Konfederasyonu, İstanbul Arel Üniversitesi ve Bahçeşehir Üniversitesi işbirliğinde ‘Tüketicinin Evrensel Hakları Sempozyumu’ düzenlendi.
Bahçeşehir Üniversitesi Beşiktaş Yerleşkesi’ndeki sempozyumda; tüketicinin barınma hakkı, kira ve konut edinme alanında yaşanan sorunlar, çözüm önerileri, güvenli ve temel gıdaya erişiminde yaşanan sorunlar, çözüm önerileri, tüketicinin seçme hakkı, zararlarının karşılanması ile satış sonrası hizmetlerde yaşanan sorunlar ve çözüm önerileri ile rekabetin korunması alanında yaşanan ihlaller ele alındı.
Ülkemizde tüketicinin yaşamını etkileyen sorunların her geçen gün boyut kazanarak arttığı belirtilen sempozyumun sonuç bildirgesinde Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun’da yer alan rezerv alanlara ilişkin hükmün yaratacağı boşluklara ve bunun tehlikelerine dikkat çekildi.
“Evrensel Tüketici Haklarından tüketicilerin temel ihtiyaçlarının karşılanması hakkı ilkelerinden olan barınma hakkı son yıllarda gerek konut edinmede, gerekse kiralarda yaşanmakta olan fahiş fiyat artışlarından kaynaklı, kiracı kat maliki ilişkilerinde ortaya çıkan ve her geçen gün artarak büyüyen sorunlar yetkililerce alındığı belirtilen önlemlerle de çözüm üretilmediği açıkça ortaya çıkmıştır” denilen bildirgede, şöyle denildi:
“07.11.2023 tarihinde TBMM de kabul edilen 7471 Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun içeriği itibariyle, mülkiyet hakkını sınırlayarak, arsa payı hakkının yüzde 30’unun el değiştirmesi anlamına da geldiği anlaşılmaktadır.
Kanunda yer alan rezerv alanlara ilişkin hükümlerin yaratacağı boşluklar nedeniyle kontrolsüz el atmalara artan oranda neden olacağı uzmanlarca da ifade edilmektedir. Söz konusu kanunla sosyal konut üretilmesinin önünün kesileceği ve yaşanmakta olan sorunların artarak devam edeceği anlaşılmaktadır.
Oysa çözüm toplumsal ihtiyaca göre konut politikalarının oluşturularak hayata geçirilmesi olmalıdır. Diğer yandan hali hazırda özellikle sitelerde yaşanan arsa paylarının paylaşımından kaynaklı sorunların boyut kazanarak devam ediyor olması yanında ortak alan ve tesislerde yaşanan mülkiyet sorunları ve maliyetleridir.”
Gıdaya ulaşım sorununa da vurgu yapılan bildirgede, tüketici odaklı bir gıda mevzuatının “Tohumdan, çatala gıda güvenliği” anlayışla kavranması ve uygulanmasının bir zorunluluk olduğu belirtilerek, “Tüketicinin sofrasına gelen gıda ile gıda dışı tarımsal ürünlerin bulunabilir, erişilebilir, tüketicinin sağlık ve güvenliğini tehdit edecek nitelikte olması sağlanmalı” uyarısı yapıldı.
“Bu alanda yapılacak tüm faaliyetlerin kamusal refahı sağlayarak, gelecek kuşakların ve tüm canlıların yaşam hakkını gözetmesi, ekosistemin korunması, orta ve uzun vadeli, ihtiyaçları temel alan, yerelliği ve kendine yeterliliği önceleyen, adil bir bakış açısını egemen kılmak olması gerekirken günümüzde uygulanan tarım ve gıda politikalarında bu anlayışı görmek mümkün değildir” denilen bildirgede şu ifadelere yer verildi:
“Özellikle son iki yıl içinde gıda fiyatlarında yaşanan fahiş fiyat artışları büyük ölçüde tüketicinin alım gücünü önemli ölçüde olumsuz etkilemiş ve gıdaya erişimi son derece kısıtlamıştır. Barınma, beslenme, mal ve hizmetlerde kalite ile rekabet ihlallerinin ortadan kaldırılmasını temel alan konular yaşamsal önemini sürdürmektedir.
Sempozyumda uzmanlar tarafından konuşulan yukarıda özetlediğimiz sempozyum konuları aynı zamanda ülkemizde yaşanmakta olan ve tüm tüketicilerin yaşamını olumsuz etkileyen konular olması nedeniyle yetkilileri sorunların çözümünü sağlamak için göreve çağırıyoruz.”
Metin GÜREŞ