İnsanlığın Ay’a olan merakı yüzyıldan fazladır devam ediyor. ABD ve Sovyetler Birliği arasındaki uzay yarışının sonucu 1969 ile 1972 arasında Dünya’nın uydusuna 6 insanlı sefer düzenlenmişti. Apollo görevi altında yapılan bu seferlere tam 18 astronot katıldı. Yıllar sonra Artemis göreviyle Ay’a olan insanlı uçuşlar yeniden başlıyor. Ancak bu sefer blokzincir teknolojisi de bu seferlerde kullanılacak.
NASA’nın Artemis misyonu, Kasım 2024’te Artemis 2 uzay aracının fırlatılmasıyla ikinci ayağına girecek. Bu görev ile gemideki 4 astronot, Ay’ın yörüngesi etrafında dolaşacak ve ardından Dünya’ya geri dönecek. Bu görev, Ay’a insanlı inişin planlandığı Artemis 3 seferi öncesi son test uçuşu olacak.
Blokzincir teknolojisi ile Ay görevi!
Ancak Artemis 3 görevinden önce Şubat 2024’te ABD uzay ve havacılık dairesi NASA, ortağı Lonestar ile Ay’a bir yük gönderecek. Bu yükler ekstra bir kurulum gerektirmeyen ve güneş enerjisi ile çalışan veri küpleri içerecek. Bu küplerde saklanan veriler ise blokzincir teknolojisi ile Dünya’dan doğrulanabilecek.
Küplerin gönderilme amacı ise gelecekte planlanan Ay’a insanlı inişler sırasında Astronotlar tarafından Ay’da elde edilen bulguların bu küplere yüklenilmesi. Böylelikle daha sonra Ay’a giden astronotlar ya da NASA, blokzincir üzerine kaydedilen bu verileri kontrol edebilecek. Veri alışverişinin yanında bu yolla ‘astronotların Ay’a asla gitmediği’ ile ilgili komplo teorilerinin de önüne geçilmek isteniyor.
Blokzincir teknolojisinin kullanıldığı tek Ay görevi bu değil elbette. Örneğin Geometric Energy Corporation tarafından planlanan DOGE-1 misyonu Ay’a 40 kilogramlık bir uydu fırlatılmasını içeriyor. Dogecoin tarafından finanse edilecek bu araç Ay yüzeyinde taramalar yapacak.
Cüzdanlar uzaya taşınıyor!
Sadece Ay’a değil uzayda da blokzincir kullanımı ile ilgili çalışmalar yapılıyor. Kripto girişimi Cryptosat, kripto varlıklarını uzayda güvence altına almak için tasarlanmış bir “uzay cüzdanı” üzerinde çalışıyor. Blockstream, SpaceChain ve Filecoin gibi firmalar da blok zincirlerini uzay teknolojisiyle entegre etmeye çalışıyor. Üstelik bu şirketler merkezi olmayan defterleri güvence altına almak için adımlar atıyor.
Cryptosat, geçtiğimiz aylarda uzaya kahve kupası büyüklüğünde iki mikro uydu gönderdi. Küçük bilgisayarlarla donatılan her iki uydunun amacı müşterilerin kripto varlıklarını uzayda koruma altına almak. Şirketin kurucularından Yan Michalevsky, “Uyduların fiziksel olarak erişilemediği gerçeği göz önüne alındığında, bu özellikle blokzincir ve Web3 alanında önem kazanan çok karmaşık saldırılara karşı koruma sağlayabilir” diyor.
Benzer çalışmalar yürüten Spacechain şirketinin ise uzayda her biri 100 gram ağırlığında 7 uydusu var. Şirketinin CEO’su Cliff Beek ise saatte 276 bin kilometre hızla dünyanın etrafında dönen uydulara saldırı düzenlemenin oldukça zor olacağını belirtti. Ayrıca Adam Back tarafından kurulan, Bitcoin odaklı bir şirket olan Blockstream var.
Uzay kripto için en güvenli yer!
Peki kripto dünyası neden uzaya ilgi göstermeye başladı? Bunun başlıca sebeplerinden biri güvenlik. Blokzincir eşsiz bir güvenlik sağlıyor. Bilgiler blokzincir üzerinde rastgele olarak tüm ağa dağıtılır. Bu yüzden hackerlar bir bilgiyi ele geçirmek için bir bilgisayar yerine ağın tümüne saldırmak zorunda. Bitcoin blokzincirinin şu ana kadar kırılamadığını da hatırlatalım. Ancak teknoloji gelişiyor. Kötü niyetli kişiler blokzincir ve Web3 tabanlı teknolojilere saldırı düzenlemek için yeni yöntemler geliştirebilir. Firmalar bunun önlemini şimdiden almak istiyor. Bunun için uzayı kullanıyorlar.
Kaynaklar: Cointelegraph, Coindesk, Inverse