Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’un Arnavutköy ilçesinde açıklamalarda bulundu.
Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları:
Sizlerle beraber olmaktan, hasret gidermekten memnuniyet duyuyorum. Bu güzel bahar gününde bizleri bir araya getiren rabbime hamd ediyorum. Artık son 10 gününe girdiğimiz Ramazan-ı Şerifinizi tebrik ediyor, bu mübarek günlerin ülkemiz, milletimiz ve tüm İslam alemi için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Yaklaşık 6 aydır İsrail’in zulmü altında hayatta kalma mücadelesi veren Gazzeli ve Filistinli kardeşlerimize dua ediyoruz. Bizler ailelerimizle, sevdiklerimizle, dostlarımızla birlikte oruçlarımızı huzurla açarken, bombaların yanı sıra açlık ve susuzlukla da katledilmek istenen Gazzeli mazlumların Allah yardımcısı olsun diyoruz.
“ŞUAN Kİ BELEDİYE BAŞKANI ARNAVUTKÖY’ÜN NEREDE OLDUĞUNU BİLMEZ”
Bizim kültürümüzde halka teşekkür etmeyen, hakka da şükür edemez. Bu vesileyle Arnavutköy’e teşekkür borcumuzu ödemek isterim. 14-28 Mayıs seçimlerinde Arnavutköy, İstanbul’da bize en güçlü desteği veren ilçelerimiz arasındaydı. Milletvekilliğinde yüzde 60,4, cumhurbaşkanlığında yüzde 63,7 gibi rekor oranlarda Cumhur İttifakı’nı destekleyen siz Arnavutköylü kardeşlerimize şükranlarımı sunuyorum. Siz bizi bahtiyar ettiniz, bizi gururlandırdınız.
İstanbul’un şu anki belediye başkanına sorun, Arnavutköy’ün nerede olduğunu bilmez.
MİTİNGE 35 BİN KİŞİ KATILDI
Bugün meydanda 35 bin vatandaşım var. Evvel Allah bu akşam, kampanya bitiyor. Yarın oylarımızı kullanacağız. Sandığa gümbür gümbür giderken, Arnavutköy’e gerçek belediye başkanlığına Murat Kurum’a teslim ediyor muyuz?
Yerel yöneticilerimizi belirlerken, cumhurbaşkanınız olarak ben yanınızdayım. Kabine yanınızda. Yerel yönetim de yanınızda yer alırsa, Arnavutköy hizmetten geri kalır mı?
Çam Sakura Hastanesi’ni yaptık, şu anki belediye başkanı oranın yolunu yapmadı. Arnavutköy’ün rekor kırarak İstanbul’a örnek olacağına ben inanıyorum. Seçim gününe kadar, kapı kapı dolaşmaya var mıyız?
“İSTANBUL 5 YIL DAHA KAYBETMEYE TAKATİ KALMADI”
Büyükşehir’de Murat Kurum diyor muyuz, Arnavutköy’de Mustafa Candaroğlu diyor muyuz? İstanbul’un CHP’nin algı belediyeciliğiyle bir 5 yıl daha kaybetmenin takatinin kalmadığını örneklerle anlatacağız.
İstanbul’u Muradına kavuşturarak, şehrimize yeniden gerçek belediyecilikle tanıştıracağız. Bakanlıktan aldık, İstanbul’a belediye başkan adayı yaptık. Bu işi biz biliriz. Belediyecilik nedir bunu biz biliriz. Bu yüzden buraya bir bakan arkadaşımı, mühendis bakan arkadaşımı buraya gönderdik. İşi bileni gönderdik. Murat kardeşimi tercih ettiğimiz anda, İstanbul başka bir yöne açılacak. Sizlerden Fatih’in emaneti bu şehre sahip çıkmanızı bekliyorum.
Kimileri kayak yapmaya İsviçre’ye gider. İstanbul’a kar yağar her taraf rezillik ama İstanbul’un belediye başkanı ortada yok.
ARNAVUTKÖY’E METRO MÜJDESİ
(Arnavutköy-İstanbul Havalimanı metrosu) Projenin Halkalı istikametindeki etabını da inşallah bir yıl içinde devreye almayı hedefliyoruz.
Bolluca millet bahçemizin yapımında sona geldik. Arnavutköy küçük sanayi sitesinin yapımına başladık. Muhalefetin buraya uçak dediği, bunun için engellemeye çalıştıkları havalimanımız ülkemizin gururu haline geldi. Bunlar kiminle yarış ediyor? Murat kardeşim seçimi kazandığı zaman tüm Arnavutköylüler kazanacak. İstanbul Havalimanımız günlük 1308 uçuşla Avrupa’nın en işlek havalimanı seçildi.
Kuzey Marmara Otoyolu’na, Yavuz Selim Köprüsü’ne, Marmaray’a, şehir hastanelerine demediklerini bırakmadılar. İsraf dediler, ne gerek var dediler. İnsafsızca eleştirdiler. Şehir hastaneleri 16 buçuk milyon insana hizmet verdi. Biz muhalefetin takoz siyasetine boyun eğseydik kaliteli sağlık hizmetine ulaşım çok daha zorlaşırdı. Katkı sağlayan yatırımların hiçbiri gerçekleşmezdi.
Unutmayan aşkla çalışan yorulmaz diyerek için sizin için koşturmaya devam edeceğiz. Biz sizi seviyoruz, biz sizlere aşığız. Sonradan gelenler var ya, bunların Arnavutköylü kardeşimizle dertleri yok, bizim var. İnşallah sizden gelecek müjdeyi Ankara’dan takip edeceğim.
Dünyamızın çok zor günlere gebe olduğunu görüyoruz.
Biz sizlere efendi olmaya değil hizmetkar olmaya geldik. Sandıkları patlatmaya var mıyız? Buna hazır mıyız?