Dünya genelinde görülme oranı giderek artan kanser, önemli bir sağlık sorunu olarak öne çıkıyor. Global Kanser İstatistik Verileri’ne göre 2020 yılında tanı konulan 19,3 milyon yeni kanser hastası bulunurken, 10 milyon hastanın da kanser nedeniyle hayatını kaybettiği belirtiliyor. Yapılan araştırmalar kanserdeki artışın devam edeceğini, 2040 yılında 27,5 milyon yeni kanser hastası olacağını ve 16,3 milyon kişinin kanser nedeniyle hayatını kaybedeceğini gösteriyor. Erkeklerde akciğer, prostat, kalın bağırsak yaygınken, kadınlarda ise meme, kalın bağırsak, akciğer kanserine daha sık rastlanıyor.
Uzun süren ve geçmeyen öksürük, nefes darlığı, kabızlık veya geçmeyen ishal, kanlı balgam ve kusma, memede sertlik, ele kitle gelmesi, lenf bezlerinde şişlik, büyüme, derideki benlerde kanama, geçmeyen yüksek ateş gibi şikayetlerin kanser belirtisi olduğuna dikkat çeken Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Yeşim Yıldırım, “Bu tip şikayetleriniz varsa mutlaka hekime başvurun” dedi. Kanser vakalarının 3’te birinin farkındalık ve erken teşhisle önlendiğini söyleyen Yıldırım, “Diğer üçte biri ise erken tanı ve tedavi ile tamamen iyileşebiliyor. Tarama programları, çevresel etkenlerin azaltılması gibi önlemlerle milyonlarca hayat kurtarılabilir” diye konuştu.

Genlerde oluşan ve mutasyon adı verilen değişiklik sonrası normal hücrelerin değişmesi, kontrolsüz çoğalması nedeniyle kanserin ortaya çıktığını hatırlatan Yıldırım, “Tüm kanserlerin yüzde 5-10’u genetiktir yani ailesel geçiş gösterir. Bu grupta kanser yapıcı genler bir nesilden diğerine genetik olarak aktarılıyor. Örneğin birinci ve ikinci derece yakınlarınızda meme veya yumurtalık kanseri varsa detaylı genetik test yaptırmanız gerekiyor. Ailede kalın bağırsak ve rahim kanseri olan bireyler varsa kalıtımsal kanser riskinizi belirlemek için genetik danışmanlık almanız hayati önem taşıyor” diye konuştu.

Dünya genelinde meme kanserinin en sık tanı konulan tür olduğunu söyleyen Yıldırım, “Meme kanserini akciğer, kalın bağırsak ve prostat kanseri izliyor. Herhangi bir şikayeti bulunmayan sağlıklı bireylerde kanserin erken dönemde teşhisi için tarama testi yapılıyor. Meme, kalın bağırsak, akciğer-ve rahim ağzı kanseri için önerilen tarama testleri ile erken teşhis sağlanıyor. Böylece kansere bağlı ölüm oranı azalıyor. Kadınlara meme kanseri için 40-44 yaş arası bazal bir mamografi yapılıyor. 45-55 yaş arasında ise her yıl düzenli mamografi öneriliyor. 55 yaşından sonra da 2 yılda bir mamografi ile taramalara devam ediliyor” şeklinde konuştu.
Rahim ağzı kanseri için taramaya 25 yaşında başlanması gerektiğini ifade eden Prof. Yıldırım, tarama testi olarak HPV testi ve pap smear testinin yapıldığına dikkat çekerek bazal bir HPV testi yapıldıktan sonra negatif ise her 5 yılda bir tekrarının, Pap smear testinin de her 3 yılda bir yapılmasının önerildiğini anlattı. Kronik bağırsak hastalığı olmayan ya da ailesinde kolon kanseri olmayan ortalama risk grubundaki bireylerde kolonoskopi ile her 10 yılda bir tarama önerildiğinin altını çizen Yıldırım, “Yapılacak testlerin sonucu pozitif gelirse kolonoskopi şart. Yüksek riskli hastalarda kolorektal kanser gelişiminin takibi için kişisel riskler dikkate alınarak tarama yapılması lazım. Bu hastalara yılda bir düşük yoğunluklu akciğer tomografisi çekilerek akciğer kanserinin erken tanısı mümkün oluyor” diye konuştu.
Prof. Yeşim Yıldırım tedavisini tamamlamış kanser hastalarında tekrardan kansere yakalanmamak için öneriler sıraladı:
* Sigara kullanmayın.
* Sağlıklı beslenin: (Kızartma, asitli ve şekerli içecek, işlenmiş gıda, doymuş yağ tüketmeyin. Taze sebze ve meyve tüketin, tek tip beslenmeyin.)
* Egzersiz yapın: (Her gün en az 30-45 dakika yürüyüş gibi hafif egzersizler ya da haftada 2 kez 60-75 dakika yoğun egzersizler yapın)
* İdeal kilonuzu koruyun, kilo almışsanız beslenme kontrolü ve egzersizle kilo kontrolü sağlayama çalışın.