TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, “29 Ekim 2023 tarihi, Cumhuriyet’imizin ikinci asrını, Türkiye’nin Yüzyılı yapabilmek için çıkacağımız büyük koşunun başlangıç tarihidir.” dedi.
Kurtulmuş, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Meclis Başkanlığının 2024 yılı bütçesinin sunumunu yaptı.
Cumhuriyet’in 100. yılını idrak etmenin gururuyla toplantıyı başlatmak istediğini ifade eden Kurtulmuş, “Milletimizin istiklal ve istikbal fikri olan Cumhuriyet, Kurtuluş Savaşı’nı var gücüyle vermiş milletimizin, tam bağımsızlık ve hürriyet ilanıdır.” diye konuştu.
İstiklal Harbi’nin tüm neferlerini, başta Cumhuriyet’in kurucusu ve TBMM’nin ilk Başkanı Mustafa Kemal Atatürk ve dava arkadaşları olmak üzere şükranla yad eden Kurtulmuş, “Cumhuriyet’imizin 100. yılında, şeref ve onurla daha nice 100 yıllara taşımak hedefiyle, hep birlikte, omuz omuza vererek çalışıyoruz ve çalışmaya devam edeceğiz. Akıl, ruh ve onur bileşimiyle yarınlara güvenle yürüyoruz. ‘Halka hizmetin Hakk’a hizmet’ olduğu anlayışıyla, hiçbir ayrım yapmaksızın tüm vatandaşlarımıza hizmet götürme aşkına, Cumhuriyet’imizin verdiği imkanlarla eriştik. Sözü güçlü ve gücü tesirli bir Türkiye idealiyle yürüdüğümüz bu yolda, Cumhuriyet’imizin verdiği ilham ve güçle, tüm dünyada adalet ve krizlere insani yaklaşım konusunda da öncülük yapıyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
Büyük milletlerin büyük hedefleri olacağını dile getiren Kurtulmuş, “29 Ekim 2023 tarihi, Cumhuriyet’imizin ikinci asrını, Türkiye’nin Yüzyılı yapabilmek için çıkacağımız büyük koşunun başlangıç tarihidir.” ifadesini kullandı.
“TBMM her zaman milletimizin aynadaki sureti olmuştur”
TBMM’nin dünyada bir eşi benzerinin olmadığını hem İstiklal Harbi’ni yönetmiş hem paramparça olmuş bir cihan imparatorluğunun küllerinden yepyeni bir cumhuriyet kurmuş, devlet teşkilatlanmasını bizzat gerçekleştirmiş bir Meclisin mensubu olduklarını söyleyen Kurtulmuş, 15 Temmuz 2016’daki hain darbe girişiminde Meclisin ikinci kez gazi unvanını kazandığını anlattı.
TBMM Başkanı Kurtulmuş, “Gazilik unvanı sadece bir övünç vesilesi değildir, gazilik unvanı bu Meclise, milli olma özelliğini bahşeder, milli iradenin mesafesiz yansıması olarak kurtuluştan kuruluşa, kuruluştan muasır medeniyetleri aşma davasına giden süreçlerde TBMM, her zaman milletimizin aynadaki sureti olmuştur.” dedi.
Cumhuriyet’in, güçlü bir çınar gibi ilk yüzyılında köklerini sağlamlaştırdığını, ikinci yüzyılına sağlam gövdesi ve güçlü dallarıyla boy atıp yücelerek bin bir umudu geleceğe taşıdığını kaydeden Kurtulmuş, milletvekillerinin en büyük şevk kaynağının milletin Meclis’e duyduğu güven ve bu sene 100’üncü yılı kutlanan Cumhuriyet’i sonraki asırlara çok daha güçlü bir şekilde taşıyabilme arzusunun verdiği heyecan olduğunu ifade etti.
“Bütçe dediğimiz şey kısaca bizim hikayemizdir”
Bütçe denildiğinde, milletin tek tek her bir ferdinin hayat hikayesinden de bahsedilmiş olduğuna işaret eden Kurtulmuş, “Bütçe dediğimiz şey kısaca bizim hikayemizdir, yani halkımızın hayat hikayesidir.” görüşünü paylaştı.
Kurtulmuş, 28. Yasama Dönemi’nin Türkiye Cumhuriyeti’nin ikinci asrına girilmesi dolayısıyla tarihsel önemine değinerek, bu dönemde üzerlerine çok büyük sorumluluklar düştüğünü, bu sorumluluklardan birinin Cumhuriyet’in ikinci asrını yeni bir anayasayla karşılama görevi olduğunu aktardı.
12 Eylül’ün Türkiye’ye bıraktığı en kötü mirasın; 12 Eylül darbesinden sonra gerçekleştirilen 82 Anayasası olduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, şöyle devam etti:
“82 Anayasası’nın bütünüyle değiştirilmesi, tam manasıyla sivil, özgürlükçü, katılımcı ve Türkiye’yi ileriye taşıyacak, Türkiye’yi ikinci yüzyıl hedeflerine, yani sözü güçlü, gücü tesirli Türkiye Yüzyılı hedeflerine götürecek çalışmaları gerçekleştirmek zorundayız. Bunun için bu çalışmalara başlarken hiçbir önyargı olmadan, bütünüyle müktesebatımızdaki bilgileri, Türkiye’nin anayasa yapma tecrübesini bütün siyasi partilerin son derece ciddiyetle ve büyük bir olgunlukla yansıtacağından hiç şüphem yoktur, eminim.”
Bu tartışmaların doğru zemin ve doğru yöntemlerle gerçekleştirilmesinin de sonuç almak bakımından önemli olduğunun altını çizen Kurtulmuş, “TBMM başından sonuna kadar Türkiye’nin yeni anayasa yapma iradesine sahip çıkmalı ve bunu gerçekleştirecek siyasal olgunluğu ortaya koymalıdır.” dedi.
“Yeni bir İçtüzük çalışmasının, TBMM’nin gündeminde olması önemli”
Kurtulmuş, başta üniversiteler ve hukuk camiası olmak üzere sivil toplum kuruluşlarının tamamının işin içerisine girdiği ve herkesin kendi fikrini yapıcı şekilde gündeme getirdiği bir anayasa yapım sürecinin önemli sorumluklardan biri olduğuna vurgu yaptı.
TBMM’nin çalışma usul ve esaslarını düzenleyen mevcut İçtüzüğünün değiştirilmesi konusuna da değinen Kurtulmuş, “Meclis’te grubu bulunan partiler, hatta grubu bulunmayan bağımsız milletvekillerinin de sözlerinin çoğaltılarak ifade edilebildiği, TBMM’nin tam bir demokrasi platformu haline getirildiği, işleyişin hızlı ve etkin bir şekilde yapılmasını sağlayacak, yasama kalitesini artıracak, milletvekilinin ve TBMM’nin itibarını artıracak yeni bir İçtüzük çalışmasının da TBMM’nin gündeminde olmasının önemli olduğu kanaatindeyim.” diye konuştu.
Kurtulmuş, “Misak-ı Milli anlayışımızda yeni bir döneme girdiğimizin farkında olarak hareket ediyor, bununla ilgili çalışmaların da önümüzdeki dönemde yer alacağını görüyoruz. Artık Türkiye’de ‘mavi vatan’, ‘siber vatan’, ‘yeşil vatan’, ‘uzay vatan’ kavramları, yeni Misak-ı Milli anlayışımızın çerçevesini oluşturmak üzere genişletilmesi, TBMM bakımından çalışma alanlarımızın bir kısmını teşkil ediyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Ortak bildiriler için milletvekillerini tebrik etti
İsrail’in Gazze’ye saldırılarında yaşanan insanlık dramının, hatta “etnik soykırım” anlamına gelebilecek vahşetin durdurulması konusunda TBMM’nin ilk günden itibaren büyük bir duyarlılıkla hareket ettiğini söyleyen Kurtulmuş, TBMM’de İsrail’in Gazze’de hastaneleri hedef alan saldırılarına ilişkin yayımlanan ortak bildiriyi hatırlattı.
“Ortak bildiri sadece TBMM Genel Kurul salonunda kalmamış, dünyanın bütün parlamentolarında, siyaset merkezlerinde de etkili olmuştur.” diyen Kurtulmuş, “toprak bütünlüğü sağlanmış, başkenti Kudüs olan bir Filistin devleti var olmadan Orta Doğu’da barışın sağlanamayacağı” konusundaki kararlılığı dolayısıyla bütün siyasi parti gruplarını tebrik etti.
Siyasi parti gruplarının imzasıyla temmuz ayında yayımlanan Srebrenitsa soykırımını kınayan ortak bildiriyi de anımsatan Kurtulmuş, bunun her türlü takdir ve övgünün üzerinde olduğunu vurguladı.
“İhtilafta rahmet vardır ancak tefrikada azap vardır”
TBMM’nin ülkenin istisnasız bütün sorunlarının temel çözüm yeri olduğunun altını çizen Kurtulmuş, “Bu kutsal çatı altında sağduyu, vicdani özen, ortak akıl, diyalog ve uzlaşı kanallarını kullanarak çözemeyeceğimiz mesele yoktur.” değerlendirmesinde bulundu.
“İhtilafta rahmet vardır ancak tefrikada azap vardır.” diyen Kurtulmuş, “Meclisimiz, tarihi boyunca Türkiye’nin güvenliği ve milletimizin ali menfaatleri söz konusu olduğunda milli menfaatler çerçevesinde birleşebilmeyi, ortak ses çıkarabilmeyi hep becerebilmiştir. İnşallah bundan sonra da fikirlerimiz farklı olsa da ortak hedeflerimizde birleşebilmeyi başarabileceğimizi ümit ediyorum.” diye konuştu.
Kurtulmuş, Meclisin yeni yasama yılında da önemli çalışmalar gerçekleştireceğine inandığını dile getirdi.
Üçüncü fonksiyon: Parlamenter diplomasi
TBMM’nin millet adına yasama ve denetim fonksiyonlarını yürüttüğünü anlatan Kurtulmuş, son yıllarda bu fonksiyonların yanında üçüncü bir fonksiyon olarak “parlamenter diplomasi”nin de gündeme geldiğini söyledi.
TBMM Başkanlığı’na 28. Yasama Döneminde, 1700 kanun teklifi sunulduğunu, bunlardan Genel Kurul gündemine giren 26 teklifin 9’unun kanunlaştığını bildiren Kurtulmuş, milletvekillerinin talepleri doğrultusunda Teklif Destek Bürosunca 105 kanun teklifi taslağı hazırlandığını aktardı.
Kurtulmuş, TBMM Başkanlığına sunulan 5 uluslararası anlaşmanın uygun bulunmasına dair kanun teklifi için inceleme raporu, 283 kanun teklifi için 6 inceleme raporu hazırlandığını, 25 kanun teklifi taslağının kanun yapım tekniğine uygunluk açısından incelendiğini açıkladı.
Meclisin, 28. Yasama Dönemi’nde çeşitli konularda 24 TBMM kararı aldığını anlatan Kurtulmuş, söz konusu dönemde Başkanlığa verilip işleme alınan 5 bin 265 önergeden 1610’unun cevaplandırıldığını, birinin talep sahibi tarafından geri alındığını, 2 bin 941’inin henüz cevaplandırılmadığını, 713’ünün ise 15 günlük cevaplanma süresi içerisinde olduğunu bildirdi.
28. Dönem’de TBMM Başkanı’na yöneltilen yazılı soru önergesi sayısının 30 olduğunu, önergelerden birinin sahibi tarafından geri alındığını belirten Kurtulmuş, işleme alınan 29 yazılı soru önergesinden 26’sının süresi içinde cevaplandırıldığını, 3 önergenin ise cevap süresi halen devam ettiğini söyledi.
Kurtulmuş, 28. Dönem’de Meclis araştırması açılması kabul edilen 5 araştırma önergesinin konusuna göre birleştirilerek TBMM Genel Kurulu’nda görüşülüp kabul edildiğini, “Balıkçılık ve Su Ürünleri Sektöründe Yaşanan Sorunların Araştırılarak Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi” amacıyla bir Meclis Araştırması Komisyonu kurulduğunu dile getirdi.
Kurtulmuş, 226 Sayıştay Raporunun Meclis Başkanlığına sunulduğunu ve Plan ve Bütçe Komisyonu’na havale edildiğini söyledi.
(Sürecek)