Merkez Bankası olarak toplumsal refaha en büyük katkıyı fiyat istikrarıyla sağlayacağımıza eminiz.
Enflasyon ile kararlı bir şekilde mücadele ediyoruz.
Politikamız faiz, kredi, mevduat, döviz piyasası ile rezervler ile finansal koşulları güçlü bir şekilde etkilemektedir. İç talepte dengelenme sürecine ilişkin şimdiden bazı öncü sinyaller alıyoruz.
Uyguladığımız seçici kredi sıkılaştırması, arz ve talep dengesinin de uyumunu gözetmektedir. Parasal sıkılaştırmanın birikimli etkilerinin devreye girmesiyle, bu kademeli dengelenmenin süreceğini öngörüyoruz.
Tüketim talebinin dengelenmesi, parasal sıkılaştırma sürecinde Türk lirası tasarruf araçlarına olan talebin artırılmasıyla desteklenmektedir.
Eylül enflasyonu, ekimdeki yüksek frekanslı veriler ve tüm öncü göstergeler, söz konusu şokların enflasyona yansımasının büyük ölçüde tamamlandığına işaret etmektedir.
Para politikasının birikimli etkileri, içinde bulunduğumuz geçiş döneminde devreye girerken, dezenflasyon sürecinin 2024 yılının ikinci yarısında başlamasını hedefliyoruz.
Merkez Bankası olarak, toplumsal refaha en büyük katkıyı, fiyat istikrarını sağlayarak sunacağımızın bilincindeyiz. Bu sebeple, haziran ayında başlattığımız güçlü parasal sıkılaştırma ile enflasyonla kararlı bir şekilde mücadele ediyoruz.
Tüm bu olumsuz şoklara rağmen ülkemizde finansal koşulların olumlu seyrettiğini olumlu bir gelişme olarak vurgulamak istiyorum. Tarihsel eğilimlere kıyasla yüksek oranda olan bu şokların beklenti ve fiyatlama davranışlarında ilave bozulmaya yol açmıştır. Enflasyonda bu kanaldan gelen 11,3 etki önemli rol oynamaktadır.
Enflasyon göstergeleri ana eğilimde gerilemeye işaret etmektedir. Ekim ayı öncü göstergeleri de aylık enflasyondaki gerilemenin devam edeceğine işaret etmektedir. Parasal sıkılaştırma süreci bütünsel bir anlayışla güçlendirilmektedir. Fazla likiditenin sterilizasyonu yoluyla miktarsal sıkılaştırma devam etmektedir. Bugünkü kararlarla ilave 350 milyar TL likiditenin daha sistemden çekilmesiyle toplam sterilizasyon 1 trilyon TL’nin üzerine çıkacaktır. Son 5 ayda makroihtiyati çerçevede belirgin bir sadeleştirme yapılmıştır.
Yılın ilk yarısında, Türk lirası cinsi sabit getirili enstrümanların yüksek enflasyon ortamındaki getiri yetersizliğinden beslenen güçlü tüketim talebi, hem cari dengede hem de cari denge kanalıyla enflasyon dinamikleri üzerinde etkili olmuştur.
Talepteki aşırılığın giderilmesi ve Türk lirası tasarruf araçlarına olan talebin artması enflasyon üzerinde doğrudan olduğu kadar, cari denge kanalıyla dolaylı olarak da yavaşlatıcı etki gösterecektir.
Para politikasındaki kararlılık ve tutarlılık ile bu çerçevede geliştirdiğimiz iletişim politikası, beklenti oluşumunda Merkez Bankası tahminlerinin ağırlığını artırarak, beklentilerin yeniden çıpalanmasını hedeflemektedir.
Hizmetler başta olmak üzere enflasyondaki ataletin kırılması, beklentilerin düzelerek yeniden çıpalanmasına bağlıdır. 12 ay sonrası enflasyon beklentileri temmuz-ekim döneminde 12 puan yükselmiştir. 2024 yıl sonu enflasyon beklentileri yüzde 40,9.
Parasal sıkılaştırma adımlarımızın birikimli etkileri ile enflasyonun ana eğilimini zayıflatmaya devam ederek, dezenflasyonu 2024 yılında tesis etmekte kararlıyız.
95 doları aşan petrol fiyatları yüksek oynaklık göstererek 90 dolar civarında seyretmeye devam ediyor. Petrol fiyatlarında kayda değer belirsizlik işaret ediliyor. Son dönemde gelişmekte olan ülkelerden portföy çıkışı gözlenmektedir. Tüm olumsuz şoklara rağmen ülkemizde finansman koşullarının dengeli seyrettiğini de olumlu bir gelişme olarak vurgulamak istiyorum. Enflasyondaki artışta büyük şokların bir arada gerçekleşmesi etkili olmuştur.
Son 8 haftada Türk lirası mevduat 970 milyar liraya çıktı.
Yıl sonu tahmin orta noktalarını 2023 için yüzde 65, 2024 için yüzde 36 ve 2025 için yüzde 14 olarak güncelledik.
Ayrıntılar geliyor…